Büyüleyici kokuları ve tarzıyla hediye denildiğinde ilk akla gelen markalardan biri olan Jo Malone London,…
Makyajımızı yaparken ‘keşke multivitamin etkisi yaratan bir fondötenim olsa’ diye düşünmemize gerek kalmadı! Çünkü Clinique…
Yaptığı iş birlikleriyle tüm dünyada ses getiren H&M, bu kez House of Mugler ile dönüm noktası niteliğindeki ortaklığını duyurdu… Her zaman farklı güzellik türlerine ve karakterlere açık davetiye sunan Mugler, şimdi bu…
Doğal ve sürdürülebilir içerikli kumaşlarla hazırlamnan, zamansız, uzun ömürlü bir tasarım anlayışıyla tasarlananYARGICI Premium Essentials…
Güneş her ne kadar içimizi ısıtsa da ona karşı tedbirli olmamız gerektiğini biliyoruz… Aslında sadece…
Dünyanın en ikonik markalarından Converse, İstanbul’daki ilk mağazasını Emaar AVM’de açtı… Türkiye’de Eylül 2022’de İzmir…
“Hayatının değerini biliyor musun?…Bilmesen daha iyi.” Netflix, yönetmenliğini Onur Saylak’ın, senaryo yazarlığını Hakan Günday’ın üstlendiği,…
BKM, Zorlu PSM ve ID ortak yapımcılığıyla, başladığı günden bu yana kapalı gişe devam eden…
STAUB deyince aklımıza ilk gelen döküm tencere ve tavalar… Ama hem işlevsel hem de şık…
Korkmayın! Korkmayın!
Bademcik ve geniz eti ameliyatından korkmayın.
Bakın bana ne kadar sırıtık bir fotoğrafımı koydum yazının başlığına. Neden diye bir sorun?
Ya da siz sormayın, ben hemen kendim anlatayım.
Bir de bana soruyorlar ‘Neden Keyif Bebesi’ni kurdun?’ diye:)
Yanıtı çok açık değil mi? Tabii ki kendimize alışveriş almak için kurdum:)
Oyuncak dediğin sadece eğlendirmeli, sadece öğretmeli, sadece motor becerilerini geliştirmeli mi?
Bence her oyun ve oyuncak bunların hepsini içeriyor. Ama bana göre en önemlisi çocuğun onunla oynarken aldığı keyif…
Aslında nasıl anlatılır, neden anlatılır bilmiyorum ama insan eline bebekken gelen, hayatının merkezine yer eden, 8 senesini paylaştığı köpeğini kaybedince darma duman oluyormuş…
Evet gerçekten doğru bir başlık attım. Bu gerçek bir macera oldu bizim için…
Ama gözünüz korkmazın tahminimden çok daha kolay bir maceraydı:) Devamı…
Aslında bu yazı bu bloga yazmam gereken ilk yazıydı ama hep elimde oyalandı. Yazdım, sildim, içime sinmedi.
Klasik olacak ama ‘Hamile kalır mıyım?’ ‘Ne zaman kalırım?’ ‘Ne zaman doğacak?’ ‘Ne zaman yürüyecek?’ gibi çılgın sorular kafamı kurcalarken, ne yalan söyleyeyim aklıma okula gideceği günler hiç gelmemişti:)
Günlerden cumartesi oldu. Yani bizim tüm gün gündüzümüz olan 2. günümüz:)
Sizi bilmem ama ben Eliz doğduğundan beri Prima kullanıyorum. İlk olarak en kuru, en ince bezi olan ve yeni Dry Max Teknolojisine sahip olarak tanıtılan serisini yani Prima Premium Care ürününü kullandım.
Eveeet sıra geldi ikinci güne…
Eliz’in erkenden sızmasıyla keyif yapmaya vakit bulduğumuz perşembe akşamını erken kapatıp, biraz dinlendiğimiz için Cuma sabahı rahatça erken kalkabildik:)
Aslında planladığımdan daha geç oldu Eliz ile ilk yurt dışı seyahatimiz. İşler, koşturmacalar, hayat derken tatil planları hep plan olarak kaldı maalesef:) Ama sonunda başardık ve Eliz’in 22. ayını Budapeşte’de kutladık:)
Öncelikle D derken, ne demek istediğimi soranlara ‘Jack’ yanıtını vereyim… Çünkü bizim Eliz, Jack ismini uzun buldu ve kendisine kısaca D diye hitap ediyor.
Benim kriterime göre bebek arabası büyük olmalı… Evet pratik, tek elle hop diye kapanan, minicik yer kaplayan, uçakta rahat taşınan, arabaya kolayca konulan bir bebek arabası kulağa hoş geliyor.
Ben hayatım boyunca hep çalıştım. Düşünün liseyi bitirmeme 1 hafta kala çalışmaya başlamıştım bile. Devamı…
Artık oyuncak araştırmalarım çok üst düzeyde. Çünkü Eliz oyuncakları hızla çözmeye başladı:)
Benim için oyuncakta bir ana kriterler var, bir de yancı kriterler:) ‘Yancı kriter de ne demek?’ diyorsunuz kesin:) Önce ana kriterimi söyleyeyim sonra yancısına geleceğim.