Doal ile Siz de Tanışın

Yepyeni bir marka ile tanıştım ve vakit kaybetmeden size de kendisini tanıtmak istedim: DOAL !

Artık yediğimiz, içtiğimizden o kadar korkuyoruzki alışveriş yapmak bizim için işkence… Hele normalde de sağlıklı beslenmeye çalıştığımız hayatımız, hamilelik ve bebeğimizin dünyaya gelmesiyle hatta onun ek gıdaya geçmesiyle bambaşka bir boyuta taşınıyor.

Yani hepiniz adını konuşmayayım tabi:) En azından beslenme konusu bende böyle oldu… Eliz’e hamileyken eskisine nazaran çok daha sağlıklı ve doğal ürünler tüketmeye çalıştım. Ama baştan itiraf edeyim ben organiğe çok inanmıyorum. Organiğin çok iyi bir şey olduğunu biliyorum ama devamlılığı çok zor olduğunu ve bu konunun çok istismar edildiğini düşünüyorum… PR işimden dolayı gerçekten organiğin üretim süreci ve sertifikalarının zorluğunu biliyorum. Nerden biliyorsun derseniz bu konuda çalışmalar yapan 2 marka ve 2 de mekan ile çalıştım…

Zor süreçler derken şaka yapmıyorum. Gerçek organik üretimde ekilen alanın üzerinden uçak bile geçmemesi, tavukları beslerken sadece verilen yemin değil yumurta sarısı için verilen kırmızı biberin bile organik olması gerekiyor. Dolayısıyla organik çok küçük arazilerde yapılabiliyor, çok kısıtlı miktarlarda hasat elde ediliyor. Fiyatlarının da normalin 5 katı olması bu sebepten:) Tabi gerçekten organikse o aldığınız:)

Ama doğal tarım çok daha gerçekçi ve daha ulaşılabilir… Bizim avantajımız şehrin az dışında çok şirin bir aile evimiz olması ve oranın bahçesine bol bol sebze ekmemiz ve meyve ağaçlarımız olması… İlaç da kullanmayınca ve ekimi de biz yapınca benim için biraz daha hayat kolay bu sebze meyve konusu:)

Aslında konu çok basit… Biz çocukluğumuzda yediklerimiz gibi hatta daha da eskisi annelerimizin anneannelerimizin bildiği gibi doğal tarımla üretilen meyve ve sebzelere ulaşmak istiyoruz. Eskiden böyle şeyler konuşulmazdı bile… Hormonlu mu? İlaçlı mı? GDO’lu mu? gibi gereksiz konular yoktu hayatımızda…

Ama bu korkunç sorular hayatımızın merkezine oturunca, hayalimiz doğaya, toprağa, insana, sağlığa duyarlı, gerçekten iyi tohumla, doğru vakitte doğru ilaç hatta mümkünse ilaçsız üretilmiş sebze ve meyveyi yemek oldu!

İşte katıldığım lansmanda tam da bunu buldum! Anadolu Grubu’nun içinde 6 yıl önce yani 2009’da kurulan Anadolu Etap, DOAL ile Türkiye’nin en ilk ve en büyük meyvecilik markası olmak için yola çıktığını açıkladı…

Şimdi size neler yaptıklarını anlatayım. Doal benim içime sindi… Umarım sizin de içinize siner:)

Doal markalı meyveler uluslararası GlobalG.A.P ve İyi Tarım Uygulamalarına sahip. Zaten bu iki belgeye birden sahip olan başka bir marka yok. Duyarlı ve kontrollü tarım uygulamaları içinde bu meyveleri yetiştiriyorlar…

İlk fidanlarını 23 Nisan 2011 tarihinde diken Anadolu Etap, bugün 25 bin dekar alanda kurulu altı çiftlikte 3 milyon 500 bin dikili meyve ağacına ulaşmış. Yaptıkları yatırım ise geri dönüşü uzun bir sektör olduğunu bilmelerine rağmen dudak uçuklatacak cinsten. Tam 290 milyon dolar!

Markalı ve sertifikalı meyve yemenin en güzel yanını söyleyeyim size. Bu meyveler daha ağaçtayken kontrol edilmeye başlanıyor. Hem İspanya’daki, hem de Türkiye’deki laboratuarlarda tam 600 etken madde için analize yollanıyor. Hem de bir çok aşamada. Yani toplanmadan önce başlayan bu test süreçleri markete teslim edilene kadar defalarca yapılıyor…

Şeftali, elma ve nektarin başta olmak üzere armut, nar, vişne, kiraz, kayısı, portakal ve erik olarak 10 çeşit meyvenin 150 çeşidi var Doal’da… İlk olarak İstanbul’daki Carrefour ve Migros’larda ise satışa sunuldu bile. Tabi ki bu hızla tüm Türkiye’ye yayılacak bir süreç onlar için… Ulusal zincirlerin yanı sıra seçkin hal noktalarında toptan satışlar aracılığıyla da önde gelen manavlarda da yerini alacak. Gayet ulaşılabilir ve mantık sınırları içinde bir fiyat politikasına sahipler çünkü aslında Doal’ın en önemli misyonu, en doğal meyveyi herkese sunmak…

Bu arada meyvelerin paketindeki QR kodu okuttuğunuzda hangi bahçeden toplandığından sertifika bilgilerine kadar her detaya ulaşabiliyorsunuz. Çünkü Doal markasında şeffaflık ve gerçeklik esas… Büyük, kurumsal bir firmadan da bu beklenirdi zaten… Yani bir üreticinin iki dudağının arasındaki lafla yürümüyor işler. Belgeli ve sistemli yürüyor ki bence bu gerçekten önemli!

Lansman çok keyifli bir sohbet ortamında geçti. Beslenme ve diyet uzmanı Dilara Koçak da bize meyvenin beslenmeye faydalarından bahsetti… Günde toplamda 400 gr sebze&meyve yememiz gerektiği, meyveleri mümkünse posasıyla yememizi önerdi. Çünkü o lifler tüm sindirim sistemimizi çalıştıran mucizelermiş:) Ayrıca yeterince meyve yemek tatlı krizlerini de önlüyormuş duyurulur… Tabi ‘meyvedir birşey olmaz’ diyip kilolarca tüketmeyin:)

Ayrıca meyve tüketim alışkanlıklarından bahsettiler… Burada da güzel veriler var. Sizinle paylaşayım…

  • Türkiye’de yıllık meyve tüketimi 18 milyon ton
  • Yıllık kişi başı meyve tüketimi 120 kg. Dünya ortalaması 74 kg olduğuna göre gerçekten üst sıradayız.
  • Türkiye’de meyve tüketiminin %60’ı çocuklu aileler tarafından yapılıyor.
  • Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de meyve sağlıklı beslenmenin çok önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. Türkiye’de meyve tüketimi, beslenme piramidinde yaklaşık yüzde 14 olan oranıyla oldukça önemli bir yere sahip.

Markayı anlatan Anadolu Etap Genel Müdürü Demir Şarman ve Pazarlama Müdürü Ayşegül Kaya ile sohbet etme şansım da oldu ve onlara kendi çocuklarına güvenle bu meyveleri yedirip yedirmediklerini sordum! İkisinin de yanıtı çok netti ve gözlerinin için parlıyordu. Mesela ‘5 yaşında olan çocuğum için sadece sudan geçirip kabuğunu dahi soymadan eline veriyorum’ dedi Ayşegül Hanım:) Eee daha ne olsun… Zaten amaç başta çocuklarımız olmak üzere içimiz rahat meyve yemek değil mi:)

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak, Anadolu Etap Genel Müdürü Demir Şarman ve Anadolu Etap Pazarlama Müdürü Ayşegül Kaya

Türkiye’nin en büyük meyve bahçesinden en saf haliyle meyve taahhüdü veren Doal’ın hedefi, sertifikalı meyve markası bilincini yaratmak ve iki sene içinde tüketiciler nezdinde akla gelen ilk meyve markası olmak…

Açıkçası eğer kendiniz üretemiyorsunuz yani ekip biçtiğiniz ve sürecinden emin olduğunuz bir bahçeniz yoksa en güvenlisi bu işi hakkıyla yapabilecek bir marka:) Böylesine büyük bir yatırımla ve böylesine güçlü bir grubun sahiplendiği meyve konusu benim içimi ferahlattı.

Lansmanda tattığım tüm meyveler de şahaneydi…

Ben bu lansmana gittim, dinledim, inandım ve tüm bilgileri özetleyip sizinle paylaştım. Bir deneyin derim… Bakalım sizde sevecek misiniz bu dalından toplanan meyveleri? 🙂

Henüz Yorum Yok

Yorum bırakın

Email hesabınız yayımlanmayacak.